Şirketler ancak ve ancak “insana dokunan” yönetim modelleri ve kurumsal düzenlemelerle rakipleri karşısında fark yaratabilir, kapasitelerini yüksek düzeyde kullanan insanlarla birlikte geleceğe emin adımlarla yürüyebilirler. İnsana dokunmak, insana iş ve iş dışı yaşamıyla, biyo – psiko – sosyal boyutlarıyla bir BÜTÜN olarak yaklaşabilmekten geçer.
Bütüncül bakışın en önemli özelliği, tüm çalışanları sanki aynı ihtiyaçlar için uğraşan yekpare bir kitle olarak görmemesidir. Zira her insan karakter, mizaç, yetenek, kişilik, algı gibi özellikler açısından farklıdır.
Artık genele yönelik sistemler ve uygulamalar şirketler için “hijyen faktörler” olma yoluna girmiştir. Geleceğin insan kaynakları (İK) ormana bakmaktan çok tek tek ağaçlara odaklanmak zorunda kalacaktır.