Tehdit edici bir duruma alışılagelmiş problem çözme ve baş etme yöntemleri ile hâkim olunamıyorsa bir kriz durumu söz konusudur. Aslında kriz, tehdit edici durumun kendisi değil, bireyin, topluluğun veya örgütün buna verdiği tepkilerdir. Bu da insan algılarını yönetmenin kriz yönetiminde ve başa çıkmada ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Algıyı yönetmek ise, iyi bir kriz yönetimiyle mümkündür.
Kriz bireyler ve kurumlar için hem gelişim fırsatları içeren, hem de hastalığa yakalanma tehlikesi taşıyan geçici bir dönemdir. Sonucun ne yönde olacağı ise, krizin nasıl yönetildiğine, yapılan müdahalelerin zamanında ve yeterli oranda yapılıp yapılmadığına bağlıdır.
Krizle baş etmede kullanılan stratejilerin olumlu sonuçları ortaya çıktıkça, bu deneyimi birlikte başarıyla geçirmiş olmanın gururu ve mutluluğu tüm çalışanlarda hissedilecektir. Bu da şirket atmosferi ve kültürünün, verimliliği daha da arttıracak niteliğe dönüşmesine katkı yapacaktır.