İş yaşamında kadın emeğinin ve gücünün farkında olan, kadın istihdamını destekleyen ve cinsiyetçi zihniyetle mücadele eden sınırlı sayıdaki şirkete takdirlerimizi sunuyor ve onları selamlıyoruz. Ancak onlardan başka kadın istihdamına açıkça veya örtük bir şekilde sıcak bakmayan pek çok şirket olduğu bir gerçektir. Bu bakış açısına sahip olan organizasyonlar çoğunlukla kadının hamilelik ve doğum nedeniyle fazla izin kullandığını, bunun ise işverene hem maddi hem de verimlilik anlamında oldukça maliyet yarattığını öne sürüyorlar. Bu düşüncede olanlarla empati yapmaya çalışsak bile bunun, kadın istihdamından kaçınmak için bir gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Her şeyden önce çocuk doğurmak sadece kadının çözüm üretmesi gereken bir problem olarak değerlendirilemez. Çocuk sahibi olma hakkı erkeğin olduğu kadar, işverenin, devletin ve son tahlilde bütün toplumun “karşılıklı sorumluluk” ilkesi ile üstlenmesi ve koruması gereken bir haktır. Bu bağlamda yeni evli, hamile olan kadınların istihdamından kaçınma politikasının mutlak surette önüne geçecek önlemlerin önce devlet, sonra da kurumlar tarafından alınması gerekiyor. Bu önlem, devletin sadece yasak koyan yaklaşımıyla değil, işverenin maddi yükünü mümkün olduğu kadar çok hafifletme şeklinde de olmalıdır. Bu konuda erkeklerden çalışan kadınların zihnine kadar sirayet etmiş olan “Tabi canım, kadının hamileliği, doğumu, dönemsel ruh halleri filan, iş hayatı için cidden problem” yüzeyselliği ve cinsiyetçi bakış açısından daha ciddi ve kalıcı düzenlemelere bir an önce geçilmesine ihtiyaç bulunuyor.
Daha güzel bir dünya ve daha yüksek refahın kaçınılmaz koşulu olan cinsiyetçi politika ve bakış açılarını yok etme mücadelesinin önemli bir simgesi olan Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!