Kendiniz veya çalışanlarınızla ilgili kariyer beklentilerini doğru yönetebildiğinizi düşünüyor musunuz? Bu soruya verilen cevap motivasyon, çalışan mutluluğu ve iş doyumuyla yakından ilişkilidir. Kişinin iş hayatında harcadığı emeklerin, en sonunda kendisini iyi bir kariyere taşımasını beklemesi doğaldır. Zira kariyer, bir çalışan için hem emeklerinin karşılığı, hem kendi hayatında bir şeyleri başarmış olmanın doyumu, hem de yaşam standardının özlemlerine uygun hale gelmesi anlamına gelebilir. Bu nedenle uzun süredir kariyer yolunda çaba harcayıp bu beklentilerine ulaşamayan çalışanlarda hayal kırıklığı psikolojisinin yarattığı motivasyon kaybı, verim kaybı, ruhsal örselenme ve hatta depresyona kadar uzanan bir takım problemler ortaya çıkabilir. Bu nedenle şirketlerin ikna edici ve işlevsel bir kariyer yönetim sistemi ve politikasına sahip olmaları önemlidir.
Diğer yandan bir şirketin, her çalışanına beklediği kariyeri sağlama imkânı olmadığı bir gerçektir. Her çalışanın beklediği kariyeri elde etmeye aslında elverişli olmadığı da diğer bir gerçektir. Ancak, kimi zaman şirketler ne bu imkânlara sahip olmadıklarını çalışana uygun bir şekilde anlatabiliyor, ne de çalışan kariyer beklentisine uygun özelliklerde olmadığını görebiliyor.
Bazı şirketlerde çalışanların, “Yıllardır buradayım, artık terfi zamanım geldi” diye düşünmeleri yaygın olarak rastlanan bir durumdur. Ancak kimi zaman çalışanın bu beklentisi gerçekçi olmadığı gibi, şirketin “ortada top çevirmesi” de gerçekçi ve etik değildir.
CEB’in dünya genelinde 12 bin çalışan üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre; kariyer olanaklarının azlığı insanların işten ayrılma nedenlerinden biri olarak görülüyor. Her çalışanın ayrılığı ise bir şirkete ortalama 25 bin dolar civarında bir maliyet yaratıyor. Bu veriler, kariyer yönetim sürecini iyi kurgulamanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Peki, ya sizin kariyer konusundaki yaklaşımlarınız çalışanlarınız için tatmin edici mi?