Önce iki kavramla ilgili hatırlatma yapalım:
Kurumsallık; bir organizasyonun sistem ve değerlerle yönetilme derecesiyle ilgilidir; o organizasyonun fiziki büyüklüğü, kalabalıklığı ve finansal hacmiyle ilgili değildir.
Yönetim; “insanları belli bir amaca doğru organize, koordine ve yönlendirme süreci” olarak tanımlanabilir.
Kurumsal organizasyonlarda yönetim ise, mümkün olduğu kadar objektif kıstaslara göre belirlenmiş görev (iş bölümü), yetki ve yetkinliklere gerçekleştirilen bir dizi faaliyeti kapsar. Kurumsal yönetimin en önemli boyutları olan “karar verme” ve “yetki kullanımı” bu uzmanlaşma ve iş bölümüne göre gerçekleşir. Her ne kadar tüm yönetim ekibi en tepedeki yöneticinin (CEO, GM, Patron vs.) vizyonu ve hedefleri için yetki kullansa da kurumsal yapısı güçlü organizasyonda bu yetki kullanımı alt yöneticinin uzmanlığı ve rolleri ölçüsünde inisiyatif kullanımı içerir ve bu nedenle “gerçektir”.
Geleneksel şirketlerin çoğunda yönetim; en tepedeki kişinin dediklerinden ibarettir. Bu nedenle sistemlerin gereklerini göz önüne alma, inisiyatif kullanımı veya katılımcılık seviyesi düşüktür. İşte, “Mış” gibi yönetim kavramı da bu noktadan sonra başlar. Zira yönetme işi, artık kurumsallığı sağlayan sistemlere, objektif süreçlere, yetkinliklere vb. unsurlara göre değil, tepe yöneticinin zihniyeti, kişiliği ve yaklaşım biçimine göre gerçekleşir. Bu da yönetimsel faaliyetleri üstlenen alt ekibin tamamını inisiyatif kullanamayan, yetkileri son derece kısıtlı “mış gibi yönetici” konumuna iter.
Geleneksel şirketlerde en çok rastlanan ve “mış gibi yönetim” kavramını doruk noktasına çıkaran tepe yönetici profilleri otoriteryen, mükemmeliyetçi ve/veya narsistik kişilik özelliklerine sahip olanlardır.
Yukarıda belirtilen kişilik tiplerinden birine sahip olan yöneticilerin çoğunun;
• Aşırı kontrol edici ve güvensiz olma,
• Sürekli eksik olana odaklanma,
• Takdir etmeme,
• Empatiden yoksun olma,
• Agresif ve eleştirel olma,
• Kendi deneyimlerini ve yaklaşımlarını denenmiş yolların en iyisi olarak algılama,
• Tutarlı ve güven veren ahlaki değerlere sahip olmama,
• Söylemde olmasa bile gerçekte değişime, farklı görüşlere kapalı olma,
• İfade edilen görüşleri daha çok kimin kendisine yakın olduğu konusunda ölçü olarak değerlendirme gibi özellikleri vardır.
Esasen bu şirketler ve yöneticileri sağlıklı değillerdir. Her ikisinin de profesyonel yardım almaları gerekir. Bu yönetici tipinin organizasyon şemasında yer alanlar, kendilerini o şemada adeta birer boş kutu gibi hissetmekten öteye gidemezler.